ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk 100 günlük vazife müddetinde vaatlerinin ne kadarını gerçekleştirebildiği ve hem ülkede hem milletlerarası toplumda yarattığı tesirler tartışılırken, The Atlantic dergisi ABD Başkanı’nın durumuna bakışına dair perspektif sunan bir röportaj yayınladı. Birçok hususta açıklamalarda bulunan Trump’ın “İlk devrinde ülkeyi yönetiyordum, artık hem ülkeyi hem dünyayı yönetiyorum” sözleri dikkat çekti.
‘KEYİF ALIYORUM’
Trump, daha evvel Signal uygulamasından Yemen’e yönelik atak planlarının paylaşılmasıyla ilgili “skandalda” ismi geçen Jeffrey Goldberg’in editörlüğünü yaptığı dergiye verdiği mülakatta bir soru üzerine birinci devir başkanlığı ile ikinci periyodunu kıyasladı. 2016-2020 periyodunda daha fazla iç sıkıntıyla uğraşmak zorunda kaldığını anlatan Trump, “İlk dönemimde yapmam gereken iki şey vardı; ülkeyi yönetmek ve hayatta kalmak. Bu esnada sahtekar adamlarla uğraşıyordum. İkinci devirde ise hem ülkeyi hem de dünyayı yönetiyorum” dedi. Yaptığı işin “çok önemli bir iş olduğunu” ve bundan “çok keyif aldığını” tabir eden Trump, ikinci başkanlık devrindeki kararlarından ve adımlarından daha emin olduğu bildirisini verdi.
ÜÇÜNCÜ DÖNEM POLEMİĞİ
ABD Başkanı, ülkede çokça tartışma yaratan üçüncü periyot başkanlık fikrine nasıl baktığıyla ilgili soruya cevap verirken, kendisinin bu türlü bir arayışta olmadığını söyledi, lakin alternatif yaklaşımlara açık olduğunu belirtti. Öte yandan Trump röportajdaki tabirlerinden farklı olarak üçüncü periyot konusunu kamuoyu önünde daima lisana getiriyor. O denli ki Trump’ın kampanya grubu 2028 seçimlerine işaret ederek, kısa mühlet evvel “Trump 2028” yazılı şapka ve tişörtleri satışa sunmuştu.
‘PUTİN’E GÜVENİYORUM’
Rusya ile Ukrayna ortasındaki barış görüşmelerine de değinen ABD Başkanı, Rus lider Vladimir Putin’e güvendiğini ve mutabakatın yapılacağına inandığını belirtti. Trump, Putin’in Ukrayna barış müzakereleri sürecinde “iyi olacağını” belirterek, “Pek çok hayatı kurtarmaya çalışıyorum. Biliyorsunuz, Ukrayna ve Rusya – bu bizim hayatlarımız değil, ancak bu durum Üçüncü Dünya Savaşı ile sonuçlanabilir” yorumunu yaptı.
‘PAPA OLMAK İSTERDİM’
Bu ortada Donald Trump dün Beyaz Saray’ın bahçesinde Michigan eyaletine hareketinden evvel basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Trump, bir gazetecinin, “Yeni Papa’nın kim olmasını istersiniz?” sorusuna, “Papa olmak isterdim. Bu benim bir numaralı tercihim olurdu. New York’ta çok âlâ bir kardinalimiz var, bakalım neler olacağını göreceğiz” cevabını verdi.
HUSİ FÜZESİNDEN KAÇMAK İSTERKEN UÇAKGEMİSİNDEN UÇAK DÜŞÜRDÜLER
ABD’nin Yemenli Husilere karşı operasyonlar yürüttüğü Kızıldeniz bölgesinde vazife yapan USS Harry S. Truman uçak gemisindeki bir F/A-18E Üstün Hornet savaş jeti kaza sonucu denize düştü. ABD donanması tarafından yapılan açıklamada, savaş jetinin evvelki gün hangar bölmesinde çekildiği sırada gemiden düştüğü ve denizde kaybolduğu tabir edildi. Uçağı çeken alımlı de denize düşerek kaybolurken, olayda bir ABD askeri yaralandı.
SERT HAREKET YAPTI
Amerikan CNN’e konuşan savunma kaynakları, geminin bir Husi roketinden kaçınmaya çalışırken yaptığı keskin hareket sonucu düşmüş olabileceğini aktardı. CNN’e konuşan eski binbaşı Carl Schuster, geminin 30-40 saniye süren zigzag atılımları yaptığı, bu atılımlarının başlangıç anının ise sarsıcı olabildiğini ve geminin 10 ila 15 derecelik açıyla yan yattığını söyledi. Kazanın ABD donanmasına bedeli ise 67.4 milyon dolar oldu.
MALİYETLİ OPERASYON
Öte yandan ABD’nin bölgede Husilere karşı yürüttüğü operasyon yüksek maliyetiyle dikkat çekiyor. Husiler geçen aydan bu yana gemiden düşen son uçak dahil olmak üzere 2 F/A-18 savaş jeti ve 22 Reaper dronu düşürdüklerini tez ederken, ABD’nin teyit ettiği düşen dron sayısı ise 7. Düştüğü teyit edilen dronların yarattığı maliyet yaklaşık 210 milyon dolar olurken, iki savaş jeti de toplam 134.8 milyon dolarlık pahaya sahip. Geçen aralık ayında bölgede USS Harry S. Truman’a eşlik eden USS Gettysburg kruvazörü, yeniden Truman’dan kalkan bir F/A-18’i ezkaza vurarak düşürmüştü. Yemenli Husiler, Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana bölgede ABD ve İsrail ilişkili olduğu belirtilen gemilere saldırarak ticari güvenliği tehdit ediyor.
