Süper Lig’in 32’nci haftasında Galatasaray, konutunda Bodrum FK’yı ağırladı. RAMS Park’ta saat 20.00’de başlayan müsabakada Mehmet Türkmen düdük çaldı. Mehmet Türkmen’in yardımcılıklarını ise Esat Sancaktar ile Serkan Çimen yaptı.

MAÇIN BİRİNCİ 11’LERİ

Karşılaşmada konut sahibi Galatasaray, Muslera, Sanchez, Yunus Akgün, Eren Elmalı, Sara, Frankowski, Torriera, Abdülkerim Bardakcı, Osimhen, Barış Alper Yılmaz ve Lemina 11’i ile çıktı. Konuk grup Bodrumspor ise Nogueira, Taylan Antalyalı, Enis Bardhi, Okita, Ajeti, Ribeiro, Ahmet Aslan, Herelle, Celustka, Ali Aytemur, Ege Birsel ile alanda yer aldı.

İLK GOL TORREİRA’DAN

Galatasaray, müsabakanın birinci 20 dakikası rakip sahanın içerisinde süratli ve tesirli başlayan ataklarında gol konumlarını değerlendiremedi. Özgür vuruş talihi yakalayan Sarı-kırmızılılarda topun başına geçen Sara, sol ayağı ile yaptığı ortasında Torreira’nın baş golü ile 30’uncu dakikada öne geçti: 1-0.

VAR PENALTIYI İPTAL ETTİ

İkinci golü bulabilmek için baskıyı artıran konut sahibi takım müsabakanın 42’nci dakikasında Sara’nın ceza alanı içerisinde Ahmet Aslan ile girdiği gayrette yerde kaldı. Hakem Mehmet Türkmen Galatasaray’a verdiği penaltıyı VAR denetiminin akabinde iptal etti. Müsabakanın birinci yarısı 1-0 Galatasaray’ın üstünlüğü ile sona erdi.

KAPANIŞI DAVİNSON YAPTI

İkinci yarının birinci 25 dakikası Galatasaray girdiği gol konumlarını değerlendiremedi. Dakika 82’de Sarı-kırmızılılarda kale alanının içerisinde bulunan Davinson Sanchez kadrosunu 2-0 öne geçiren golü attı: 2-0.

Şampiyonluk yolunda kusur yapmayan Galatasaray meskeninde Bodrum’u 2-0 mağlup ederek yolun kayıpsız devam etti.

HÜRRİYET MÜELLİFLERİ MAÇI DEĞERLENDİRDİ

Hürriyet muharrirleri Uğur Meleke ve Banu Yelkovan, Sarı-Kırmızılıların Bodrum galibiyetini bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında kıymetlendirdi. İşte o yazılar;

BANU YELKOVAN: İKİ GRUP ORTASINDAKİ OYUN FARKI SKOR FARKININ ÇOK ÖTESİNDEYDİ!

Jose Morais idaresinde savunmayı bir direniş sanatına dönüştüren Bodrumspor, Galatasaray deplasmanına son 9 lig maçının 8’inde kalesini gole kapatmış ve ligde kalma konusunda en çok bu istikrara bel bağlamış bir ekip olarak geldi.

İlk yarı sona ererken Galatasaray yalnızca bu sezonki kendi performansının tepesine çıkmasına karşın, yalnızca ligin değil Avrupa’nın 10 ligi ortasında en çok şut çeken ekip olmasına karşın tüm bu baskısını rakip kaleye yalnızca 1 gol olarak yansıtabilmişti. Maçtaki oyun farkı, skor farkının çok ötesindeydi.

OYUNU DOMiNE ETTi

Galatasaray oyunu baştan sona domine etti. Topa sahip olma oranı maç boyunca yüzde 70’in altına hiç inmedi

Bodrum kendi alanından çıkmakta zorlandı. Ortada Lemina–Torreira–Sara, ileri uçta Barış Alper, Yunus ve Osimhen’le hem genişlik hem sürat olarak rakibi sürklase eden sarı kırmızılılar skoru daha fazla açamadıysa bunda en büyük sebep çok yeterli gününde olan kaleci Diogo Souza’ydı

MAÇIN SEMBOLiK ZiRVESi

Torreira’nın n defansın ortasından sıyrılarak attığı baş golü, maçın tahminen de hem teknik hem sembolik tepesiydi. Galatasaray’ı rahatlatan ikinci gol, sarı kırmızılılar rakip ceza alanında topla 59 sefer buluşmasına, Bodrumspor kalesine tam 35 şut atmasına karşın 81.dakikada Davinson Sanchez’den geldi.

Ligde takvim daraldıkça, futbol yalnızca oynanan 90 dakikadan ibaret olmaktan çıkıyor. Kazanman gereken bugünkü maçı oynarken, kart hududundaki oyuncunu, bir sonraki deplasmanı, oynadığın rakibin düşme sınırıyla olan uzaklığını, şampiyonluk yolundaki rakibinin fikstürünü hesaba katman gereken bir strateji oyununa dönüşüyor ve doğrusu, ligin bitimine 6 hafta kala, Galatasaray bu baskı altında, şampiyonluk yürüyüşünü sevinçle, coşkuyla ve en kıymetlisi grup oyunuyla gösteriyor, bir ortada kutluyor.

UĞUR MELEKE: TORREİRA’YA BAKARSANIZ OYUNU GÖRÜRSÜNÜZ!

Dünya şampiyonu İspanyol teknik adam Del Bosque’nin yıllar evvel Busquets için söylediği cümle dün akşam geldi aklıma. Ve dünkü Torreira performansına çok uygun düştü o cümle: “Oyuna bakarsanız Torreira’yı göremeyebilirsiniz. Lakin Torreira’ya bakarsanız oyunu görürsünüz.”

Dün İstanbul’da birinci 45 dakikada Galatasaray Bodrum’a şutlarda 23-0, rakip ceza alanında 27-0 üstünlük kurdu, sıra dışı bir devre izledik nitekim. OPTA bilgilerine nazaran 10 büyük ligin şut rekoruymuş bu. Birinci devrede Bodrum 11 bireyle kalesinin önüne dizildi, savunmaktan öteki hiçbir şey yapmadı ve farklı bir sonuçla soyunma odasına gitmemelerini de kaleci Sousa’ya borçlular. Jose Morais’in Muhteşem Lig’de toplam 10 maçının 8’inde 4’lü savunma oynayıp yalnızca Fenerbahçe ve Galatasaray’a beşli defansla çıkmasını acemice buluyorum. Alana ekstra bir stoper koymak savunma dirençlerini artırmadığı üzere, tüm kadrosunun da istikrarını bozuyor. Dörtlü savunma oynadıkları 8 maçta hiç gol yemediler. Beşli savunma oynadıkları Fenerbahçe’den bir devrede 4 gol yediler. Galatasaray’dan da 5-6 tane yiyebilirlerdi bahtları yardım etmese.

FABRiKA AYARLARIYLA ÜÇÜNCÜ MAÇ

Dün ikinci devrede vitesi düştü lakin birinci 45’te Galatasaray’ın Bodrum’u ceza alanına hapsetmesinde bir adamın büyük hissesi var. Torreira, bir geri kazanma canavarı. Her konumda hakikat vakitte gerçek yerde. Oyun görüşü çok yüksek, arkadaşları bir atak tamamlayamadığında Bodrum iki pas yapamadan oracıkta bitiyor ve geri kazanıyor topu. Torreira her topu geri kazandığı için arkadaşlarının işi kolaylaşıyor. Çünkü bir büyük grubu en çok zorlayan şey, geri koşmak. Torreira üzere bir geri kazanma silahınız varsa çok fazla geri koşmuyorsunuz haliyle.

Okan Buruk, çeşitli anlamsız denemeler sonrası 3 karşılaşmadır (Fenerbahçe, Samsun ve Bodrum’a karşı) fabrika ayarlarına döndü. Klasik 4-2-3-1’le, üç orta alanlı, Morata fantezisiz tertibiyle üç kritik maç kazandı; kupada ve ligde avantajını korudu. Dönemin geri kalanında da bu fabrika ayarlarından şaşacağını sanmıyorum Buruk’un.