Köln Yönetim Mahkemesi ve Kuzey-Ren Vestfalya Yüksek Yönetim Mahkemesi’nin 2022 ile 2024 yıllarında verdiği kararlar, bu sınıflandırmanın tüzel temelini oluşturdu. Mahkemeler, AfD’nin özgürlükçü demokratik sisteme karşı gayret gösterdiğine dair çok sayıda emare bulunduğu için partinin “şüpheli vaka” olarak sınıflandırılmasının onaylandığı bildirildi.
Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Müdafaa Teşkilatı (BfV) tarafından “kesin çok sağcı oluşum” olarak sınıflandırılmasına reaksiyon gösterdi.
‘DEMOKRASİ İÇİN DARBE NİTELİĞİNDE’
AfD Eş Liderleri Alice Weidel ve Tino Chrupalla, yaptıkları yazılı açıklamada, “Anayasayı Muhafaza Dairesinin bugün aldığı karar, Alman demokrasisi için önemli bir darbe niteliğindedir” sözünü kullandı.
Weidel ve Chrupalla, BfV’nin açıklamasına ait şunları kaydetti:
“Mevcut anketlere nazaran AfD, en güçlü partidir. Federal hükümetin misyonda yalnızca dört günü kaldı ve bilinmeyen servisin artık bir başkanı bile yok. Dolayısıyla ‘sözde kuşkulu hadise olarak sınıflandırılma’ yasal olarak bağlayıcı değildir. Buna karşın AfD, hükümet değişikliğinden kısa bir müddet önce bir muhalefet partisi olarak alenen itibarsızlaştırılıyor ve kriminalize ediliyor. Münasebetiyle demokratik karar alma sürecine yönelik bu gayeli müdahalenin siyasi gayeli olduğu açıktır. AfD, demokrasiyi tehlikeye atan bu iftiraya karşı kendisini yasal olarak savunmaya devam edecektir.”
AfD, 23 Şubat’taki erken genel seçimde yüzde 20,8 oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin akabinde sandıktan ikinci çıkmıştı.